İhtiyati tedbir, hukuki niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumayı ifade etmektedir. Hukuk Muhkameleri Kanunu ihtiyati tedbiri şu şekilde açıklamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilebilir.
Örnekle açıklayacak olursak bir sendika seçiminin hukuka aykırı olduğunun iddiası ile veya bir idari işlemin sakat olması örneğin bir ağacın kesilmesi dahi hukuka aykırı olabilir. Bütün bu işler için işlem gerçekleşmeden ilgili mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilip dava açarak bu işlemin iptali istenebilir.
İhtiyati tedbir kararı verilmesi talebine konu edilebilecek haklar bakımından bir sınırlama getirilmemiştir. Gayrimenkul ve sicile tabi araçların sicile işlenen bir tedbir şerhi ile 3. kişilere devredilmesinin önlenmesi de bu kurum için örnek gösterilebilir.
İhtiyati Tedbir Talebi
İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Mahkeme anılan talebi, karşı tarafı da dinlemek suretiyle değerlendirir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de ihtiyati tedbire karar verebilir.
Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi iki ana şarta bağlanmıştır:
Bu şartlardan ilki, talep edenin korunması gereken hakkının mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelme ihtimalinin varlığıdır.
İkinci şart ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne kadar gecikme sebebiyle bir sakıncanın veya ciddi bir zararın doğacağı ihtimalidir.
İhtiyati tedbir kararı verilmesine dair talebin kabulü için yukarıda belirtilen şartların her ikisinin de birlikte bulunması gerekmektedir. HMK’da öngörülen şartlar soyut olup ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek mahiyette olup olmadıklarına dair takdir yetkisi mahkemeye aittir.
Yargılama istinaf aşamasında ise HMK’da ilk derece mahkemesindeki yargılama usulüne atıf yapıldığından yasal şartların doğması halinde, davaya bakan bölge adliye mahkemesinden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulabilecektir.
İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık olarak bir teminat göstermek zorundadır.
Bu durumun istisnası H.M.K 392’de belirtildiği şekliyle
Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilecektir.
Kural olarak adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez. Nitekim asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilir.
Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, şayet mahkemece kabul edilecek bir teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. Bu anlamda teminatın tutarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına göre mahkemece tayin edilir.
Aleyhe ihtiyati tedbir kararı verilmiş taraf bu karar kendisi dinlenilmeden verildi ise itiraz edebilir. Bunun dışında ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra zarara uğrayan üçüncü kişiler de, ihtiyati tedbir kararının verildiğini öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına, ihtiyati tedbir kararının şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
İhtiyati tedbir kararı karşı tarafın huzurunda verilmiş ise, bu tarafın 1 haftalık itiraz süresi bu kez ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihten itibaren başlar.
Söz konusu itirazlar kararı veren mahkemeye yapılır. Bu itiraz üzerine mahkemenin vermiş olduğu karara karşı istinaf kanun yolu açıktır. Söz konusu itiraz ve itiraza karşı başvurulan kanun yolu, aksine karar verilmedikçe, tedbir kararının icrasını durdurmamaktadır.
İhtiyati Tedbir Kararının İcrası
İhtiyati tedbir kararının icrası ihtiyati haciz kararları ile aynı şekilde icra müdürlüklerince gerçekleştirilmektedir. Bir istisna olarak tedbir kararının konusu bakımından gerektiği durumlarda mahkemenin açık kararı ile kararın icrasının doğrudan mahkeme yazı işleri müdürlüğü veya iflas müdürlükleri tarafından gerçekleştirilmesi de mümkündür.
İhtiyati tedbir kararlarının karar verildikten itibaren bir hafta içerisinde icrası gerekmektedir.
Eğer ki, ihtiyati tedbir kararı 1 hafta içerisinde icra edilmez ise tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
İhtiyati tedbir kararının uygulanmasında şartlar gerektiğinde zor kullanılma hakkı kanunda mevcuttur. Bu zor kullanma hakkı icra müdürlüklerince yerine getirilmektedir.
İhtiyati tedbir kararı, dava açılmadan önce verilmiş ise, talep eden kararın icrasını talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde esasa ilişkin davasını açmak, dava açtığına ilişkin derkenar alarak kararı icra dosyasına ibraz etmek ve karşılığında bir belge almak zorundadır.
Aksi halde ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati tedbir kararları, kararı veren mahkemenin davanın esası bakımından vermiş olduğu kararın kesinleşmesi ile birlikte sona erer.Yani bir temyiz durumu var ise bu karar geçerliliğini korumaya devam eder. Dava bitince tedbir kararının sonuçları ortadan kalkıyormuş gibi düşünülmemelidir.
Davaya bakan mahkemenin, gerekli görmesi halinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına talep üzerine veya resen karar verme yetkisi bulunmaktadır.
Eğer ihtiyati tedbir kararının haksız bir şekilde verildiği düşünülüyor ve bu durumdan zarar edildiği iddiası mevcut ise tazminat davası açılmalıdır. Bu durum da ihtiyati tedbir kararı almış tarafın davada iddiasının aksine karar çıkması ile mümkün olmaktadır.
Bu tazminat davası sonucunda, haksız ihtiyati tedbir koydurtmuş olan taraf, davacıya tazminat ödemeye mahkum edilirse, davacı bu tazminatını öncelikle davalının ihtiyati tedbir kararı alırken göstermiş olduğu teminattan alır.
İhtiyati tedbir kararının uygulamasına muhalefet edenler için HMK 398. maddesinde disiplin hapsi öngörülmüştür.